Âfet türleri, fonksiyonları ve hikmetlerinden haberimiz var mı? – Ali Ferşadoğlu

Hiç şüphesiz ki, âfetler Rabbimizin bilgisi, izni ve meşieti dairesindedir. Zira, “Gaybın anahtarları Onun katındadır; başkası onu bilemez. Karada ve denizde olanı da O bilir. Onun bilgisi olmadan ne bir yaprak düşer ne de yerin karanlıklarında bir tane saklı kalır. Yaş ve kuru ne varsa, hepsi apaçık bir kitaptadır.”

Âfet türleri, fonksiyonları ve hikmetlerinden haberimiz var mı?

Dünya genelindeki 30’u aşkın âfât/âfetin 28’i-ülkemizde de görülür-meteorolojik, yani hava ve iklim kaynaklıdır. Kuraklık, sel, orman yangını, heyelan, dolu, don, şiddetli rüzgâr, yıldırım, çığ, kar fırtınası, volkanik patlama, böcek istilası, tsunami, hortum, asit yağmuru, hava kirliliği…

Dünya Meteoroloji Örgütüne (WMO) göre sadece 2000’li yıllarda dünyada 100,000.000 kişi meteorolojik afetlerden dolayı hayatını kaybetmiştir (MMO, 1999). Bunun yanında insan kaynaklı âfetler de şöyle sıralanır: Savaşlar, terör saldırıları, nükleer, biyolojik, kimyasal, taşımacılık, endüstriyel kazaları ve göç dalgaları…

Hiç şüphesiz ki, âfetler Rabbimizin bilgisi, izni ve meşieti dairesindedir. Zira, “Gaybın anahtarları Onun katındadır; başkası onu bilemez. Karada ve denizde olanı da O bilir. Onun bilgisi olmadan ne bir yaprak düşer ne de yerin karanlıklarında bir tane saklı kalır. Yaş ve kuru ne varsa, hepsi apaçık bir kitaptadır.”1 Tüm atom-atomaltı parçacıklar dahil her şeyi terbiye eden, idare eden ve birçok vazife takan âlemlerin Rabbi, elbette âfâtı da bilir ve yönlendirir.

Peki, musibetleri niye veriyor? Çakı tek fonksiyonlu idi. İsveç çakısı 12, sonra 24 fonksiyonluya çıkarıldı. Telefon başta “sesi iletme” olarak tek özelliği vardı… Şimdi 40’ı aşkın özellikler kazandırılmış. Allah, hava sahifesine, onlarca temel; yüzlerce tâli vazifeler vermiş: Hayatları devam ettiriyor; sesi, görüntüyü, ısıyı, ışığı iletiyor; telkih, aşılanmayı, temizliği yapıyor!..

İşte “Cenâb-ı Hak, kemâl-i kudretiyle, nasıl birtek şeyden çok şeyleri yapıyor, çok vazifeleri gördürüyor, bir sayfada bin kitabı yazıyor.”2 Ve “Kadîr-i Zülcelâl, herbir unsura çok vazifeler vermiş ve herbir vazifede çok neticeler verdiriyor. Bir unsurun birtek vazifesinde, birtek neticesi çirkin ve şer ve musîbet olsa da, sâir güzel neticeler, bu neticeyi de güzel hükmüne getirir.”3 Meselâ, Anadolu topraklarının dörtte üçü deprem kuşağındadır. Her gün yaşanan küçük (büyük) depremler sayesinde topraklarımız dünyadaki en fıtri ve zengin minerallerle beslenir. Diğer âfetleri buna kıyas edebiliriz!..

Deprem ve sair âfetler öldürmez; bilgisizlik, ilgisizlik, tedbirsizlik öldürür!

Dipnotlar: 1-En’am Suresi, 59.; 2-Mektubât, s. 318.; 3-Sözler, s. 159.